SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’Ş-ŞEHADAT

<< 1147 >>

باب: لا يشهد على شهادة جور إذا أشهد.

9. ŞAHİT TUTULDUĞUNDA HAKSIZLIĞA ŞAHiT OLMAZ

 

حدثنا عبدان: أخبرنا عبد الله: أخبرنا أبو حيان التيمي، عن الشعبي، عن النعمان بن بشير رضي الله عنهما قال: سألت أمي أبي بعض الموهبة لي من ماله، ثم بدا له فوهبها لي، فقالت: لا أرضى حتى تشهد النبي صلى الله عليه وسلم، فأخذ بيدي، وأنا غلام، فأتى بي النبي صلى الله عليه وسلم فقال: إن أمه بنت رواحة، سألتني بعض الموهبة لهذا، قال: (ألك ولد سواه). قال: نعم، قال: فأراه قال: (لا تشهدني شهادة جور). وقال أبو حريز، عن الشعبي: (لا أشهد على جور).

 

[-2650-] Nu'man b. Beşır r.a.'den rivayet edilmiştir: Annem babamdan malının bir kısmını bana bağışlamasını istemişti. Bir süre sonra babam bunu uygun görerek malının bir kısmını bana bağışladı. Annem "Hz. Nebi'i buna şahit tutmadıkça razı olmam" dedi. Bunun üzerine babam -ben küçükken- elimden tuttu ve birlikte Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gittik. Babam Rasulullah'a: "Bunun annesi Bintu Revaha benden malımın bir kısmını buna bağışlamamı istedi" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Başka çocuğun var mı?" diye sordu. Babam "evet" dedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Beni zulme şahit tutma" buyurdu.

 

Ebu Hureyz, Şa'bi kanalıyla "Ben zulme şahit olmam" şeklinde bir başka ibare ile nakletmiştir.

 

 

حدثنا آدم: حدثنا شعبة: حدثنا أبو جمرة قال: سمعت زهدم بن مضرب قال: سمعت عمران بن حصين رضي الله عنهما قال: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (خيركم قرني، ثم الذين يلونهم، ثم الذين يلونهم). قال عمران: لا أدري، أذكر النبي صلى الله عليه وسلم بعد قرنه قرنين أو ثلاثة، قال النبي صلى الله عليه وسلم: (إن بعدكم قوما يخونون ولا يؤتمنون، ويشهدون ولا يستشهدون، وينذرون ولا يفون، ويظهر فيهم السمن).

 

[-2651-] İmran b. Husayn r.a.'dan rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "En hayırlı nesil benim zamanımda yaşayan nesildir; sonra onların ardından gelenler; sonra da onların ardından gelenlerdir."

 

İmran diyor ki: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki mi, yoksa üç nesil mi saydı hatırlamıyorum."

 

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Sizden sonra öyle bir topluluk gelecek ki hıyanet edecekler ve onlara güvenilmeyecek; şahitlik yapacaklar ama şahitlik yapmaları istenmeyecek, adak adayacaklar ama yerine getirmeyecekler ve onlarda aşırı kiloluluk (şişmanlık, obezlik hastalığı) baş gösterecektir. "

 

Tekrar: 3651, 6429, 6695

 

 

حدثنا محمد بن كثير: أخبرنا سفيان، عن منصور، عن إبراهيم، عن عبيدة، عن عبد الله رضي الله عنه،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (خير الناس قرني، ثم الذين يلونهم، ثم الذين يلونهم، ثم يجيء أقوام: تسبق شهادة أحدهم يمينه ويمينه شهادته).قال إبراهيم: وكانوا يضربوننا على الشهادة والعهد.

 

[-2652-] Abdullah r.a.'dan rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "En hayırlı nesil benim zamanımda yaşayan nesildir; sonra onların ardından gelenler; sonra da onların ardından gelenlerdir. Sonra öyle bir topluluk gelecek ki şahitlikleri yeminlerini; yeminleri şahitliklerini geçecek."

 

İbrahim (en-Nahai) şöyle demiştir: "(Biz küçükken) şahitlik ediyoruz ve söz veriyoruz diye (büyüklerimiz) bizi döverdi."

 

 

AÇIKLAMA:     Yukarıdaki hadisin Arapça ifadesi, "Şahit olmaları istenmediği halde şahit olacaklar" anlamına gelebileceği gibi, "şahitlik yapacaklar ama şahitlik yapmaları istenmeyecek, yahut şahitlik etmeleri istenmediği halde şahitlik edecekler" anlamına da gelebilir. Ancak ikinci anlam daha yakındır. Fakat Müslim'in, Zeyd b. Halid'den rivayet ettiği şu hadis bununla çelişir. Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Size şahitlerin en hayırlısını haber vereyim mi? Şahitlik etmesi istenmeden şahitlik edendir" buyurmuştur.

 

Alimler bu iki hadisten hangisinin tercihe şayan olduğu konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir. İbn Abdilber, Zeyd b. Halid'in rivayet ettiği hadisi tercih etmiştir. Çünkü bu hadis Medineliler kanalıyla rivayet edilmiştir. İbn Abdilber bunu Iraklıların rivayetinden üstün tutmuştur.

 

Diğer alimler ise İmran b. Husayn'ın r.a. rivayetini tercih etmişlerdir. Çünkü bu hadis, Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri hadislerdendir.

 

Diğer bazı alimler ise bu iki hadisi uzlaştırma yoluna gitmişler ve bunun için birkaç açıklama yapmışlardır. Bu açıklamalardan biri ve en güzelolanı şudur:

 

Zeyd'in rivayet ettiği hadisten maksat, kişinin hak sahibi tarafından bilinmeyen bir hakka şahit olması ve ona gelerek hakkını haber vermesidir. Veya hakkından haberdar olan hak sahibinin ölmesi ve geride mirasçılar bırakmasıdır. Bu hakka şahit olan kişi onlara gelir ve haklarını kendilerine haber verir.

 

"aşırı kiloluluk baş gösterecek": Yani yemeye ve içmeye düşkün olacaklar.

 

Çok yemek, aşırı kilolanmanın başlıca sebeplerindendir. Aşırı kilolu olmak kınanmıştır. Çünkü şişman olan kişi, -bilindiği üzere- genellikle ibadet etmekte zorlanır.

 

"şahitlikleri yeminlerini; yeminleri şahitliklerini geçecek": Bu, iki ayrı durumda olur. Şöyle ki; kişi, şahitliğini pekiştirmek ister ve bunun için yemin eder. Bazen şahitlik etmeden önce yemin eder; bazen de yemin etmeden önce şahitlik eder.

 

Şahitlikte yemin etmeyi caiz görenlere göre, bunun bir durumda (aynı anda) olması da mümkündür. Buna göre kişi, şahitlik etmek ve yemin etmek ister.

 

İbnü'l-Cevzi, "Bu hadisten maksat, insanların şahitlik ve yemin etmeyi hafife almaları ve ihtiyatlı davranmamalarıdır" demiştir.

 

İbn Battal "Bu hadis, yemin etmenin şahitliği geçersiz kılacağına delildir" dedikten sonra şöyle devam etmiştir: İbn Şa'ban ez-ZaM adlı eserinde şöyle nakletmiştir: Bir kimse "Allah'a yemin ederek şahitlik ederim ki falancanın falancada şu kadar alacağı vardır" derse şahitliği kabul edilmez. Çünkü bu söz şahitlik değil; yemindir.

 

İbn Battal "İmam Malik'in bu görüşte olmadığı bilinmektedir" demiştir.

 

İbn Abdilber şöyle demiştir: Bu hadisin anlamı, kişinin "Allah'a yemin ederek şahitlik ederim"; "Allah'ın ahdi benim üzerime olsun ki şöyle şöyle oldu" gibi sözler söylemesini yasaklamaktır. Onlar, alışkanlığa dönüşüp de uygun düşen ve düşmeyen her yerde yemin etmesinler diye, böyle yapanları tartaklıyorlardı.

 

Ben derim ki: Şahitlikte durumun, İbn Abdilber'in dediği gibi olması mümkündür. Fakat şahitlik etmeye cesaret etmelerinin ve kolayca şahitlik etmelerinin yasaklanmış olması da mümkündür. Çünkü bir olaya şahit olmak ve özellikle de mahkemede şahitlik etmek güç bir iştir. Zira insan, unutkan ve yanılgıya düşen bir varlıktır. Hele hele o dönemlerde onların yazma alışkanlıkları da yoktu.

 

"Allah'ın ahdi üzerime olsun" sözünü yasaklamalarından maksat, vasiyetin kapsamına girmek de olabilir. Çünkü bu birçok kötü sonuca yol açar. Vasiyete bazen "ahid" de denir. Allah Teala "Ahdim zalim/ere erişmez (On/ar için söz vermem" [Bakara, 124] buyurmuştur.

 

Allah nasib ederse "Yeminler ve Adaklar (eyrnan ve nuzur)" bölümünde konuyla ilgili ek açıklama gelecektir.(hadis no: 6659)